MACUSA
( Amerika Birleşik Devletleri Sihir
Konseyi ) 1693 yılında Uluslar arası Sihirbazlık Gizliliği Statüsü’nün
yürürlüğe girmesiyle kuruldu. Dönemin
büyücüleri, kendi desteğini sunan ve kendi yapılarına sahip bir yer altı
topluluğuna sahip olmanın onlar daha özgür ve mutlu hissettireceğini düşündü.
Bu düşünce Amerika’da özellikle Salem Cadı Avları yüzünden güçlendi. MACUSA,
İngiltere’de Sihir Bakanlığı’ndan önce bulunan Büyük Britanya Büyücü
Konseyi’nde modellendi. İlk başkanı
oldukça savaş yanlısı olan Josiah Jackson’dı. Onun seçilmesinin en büyük nedeni
ise Salem Cadı Mahkemeleri’ndeki zorluklarla başa çıkabilecek güçte olduğunun
düşünülmesiydi. İlk yıllarda MACUSA’nın
toplantıları için belirlediği özel bir yeri yoktu. Büyüdışı’lardan saklanmak
için sürekli yer değiştirip farklı yerlerde toplanıyorlardı.
MACUSA, New York’ta WoolWorth Binası’nda gizlenmiş bir şekildedir. Bu sıra dışı karargah 233 Broadway’de, Büyüdışı Belediye Binası’nın bir blok ötesindedir. 60 katlı meşhur gökdelenin tasarımcısı Stuart Craig “Görünürde bir Büyüdışı binası olan bu binanın çevresi Büyüdışı aktiviteleriyle çevrili,” diye açıklıyor. ‘Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar’ filminde MACUSA’ya nasıl girileceğini Tina sayesinde öğrendik. Tina asasını hiç kimseye göstermeden taş baykuşun olduğu noktaya dokundurdu ve binanın sıradan kapısı MACUSA’nın ana girişine dönüştü. Tüm bu bilgilerden sonra MACUSA’nın en merak edilen odasına geçiyoruz: İnfaz Odası. Filmde net olarak gördük İnfaz Odası’nı. Bu oda dört ana elementten oluşuyor ve bu elementlerin her birinin kendine has bir anlamı ve tarihi var. İlk elementimiz olan su odaya girilir girilmez göze çarpıyor. Su benzeri bu maddenin kullanılmasının nedeni çok eskilere dayanıyor. 16. Yüzyılda Avrupa’da yapılan cadı avları sırasında bir kişinin cadı olup olmadığını anlamak için çeşitli testler uygulanırdı. Bunlardan en meşhur olanı ‘yüzdürme’ idi. Cadılık ile suçlanan kişi elleri ve ayakları bağlanarak suya atılırdı. Eğer cadı ise; vaftiz olmadığı için suyun onu kabul etmeyeceği düşünülürdü. Eğer suya batarsa masum olduğuna karar verilirdi. Sandalye kullanılmasının sebebi ise ‘Ducking Stool’ yöntemidir. Bu yöntemde; tahterevalli düzeneğinin bir tarasandalye vardır ve sandalye suyun üzerine konumlandırılır. Cadı olduğundan şüphelenilen kişi bu sandalyeye bağlanır ve suya yaklaştırılır. Bu sayede suçluların suçunu ya da işbirlikçilerini itiraf edeceği düşünülür.
Su benzeri madde bir süre sonra
yanmaya başlıyor bu da en eski infaz yöntemlerinden birisini çağrıştırıyor:
kazıkta yakma! Kökeninde ise cadı ve büyücülerin gömülmeyi hak etmedikleri ve
yakılarak yok edilmeleri gerektiği düşüncesi var. Son elementimiz ise anılar.
Filmde hepimizin gördüğü gibi infaz edileceklere anıları gösteriyor. Buradaki
gönderme ise asılarak öldürülen cadılar. Kişinin anıları, kendi darağacı
oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder